Önce güzel bir film izlenir. Beyazperde nin puanlarına güvenirim genelde, filmi izledikten sonra merak edip baktım puanına 5.1 di ama bence daha fazlasını hak ediyor. sevdim, özellikle sonu hiç aklıma gelmediği için sevdim, aslında akla gelmeyecek bir son değildi ama bence filmde hiç belli etmemişler, o yüzden daha da sevdim =)
Kahve dünyasının o müthiş fondüsüne karşı koymak zor oldu benim için ama başardım. Elime alıp okumaya başladığım Martı yla beraber o lezzetlı ufacık tefecik içi dolu kahvecik çikolatalar da bitti=)
kitap ince bir öykü zaten, Küçük Prens kıvamında.. Çok duymuştum bu kitabın popülerliğini ama hiç fırsat olmamıştı.
hem farklı hem çok klasik, ama güzel. İnsanın isteyip te yapamayacağı hiç bir şeyin olmadığını anlatan kitaplardan.
Ve Kayıp Gül.. Kitabın yarısına ulaştım ve çok sevdim ya, sonu nereye varacak bilemiyorum henüz ama sevip sevmediğime karar verebilmek için sonunu görmem gereken filmler-kitaplar gibi değil bu. şimdiye kadar okuduğum sayfalar, cümleler yetti sevmeme. Tavsiye ederim.
Türkiye'de son yılda en çok satan kitap diye tanıtımı vardı ama ona tav olup almadım.
'Simyacı, Küçük Prens ve Martı' yı sevenlerin mutlaka okumaları gereken bir kitap' diye bir yorum vardı üzerinde. Böyle uzandı elim bu kitaba, üstelik yazarının Türk olması da hoşuma gitti. Okuyanlarınız yorumlarınızı benimle paylaşın lütfen, merakla bekliyorum =)
Edit:şimdi netten Kayıp Gül için yorumlara bakayım dedim de, ekşi sözlüğe girdim, iki sayfa okudum, tek bir iyi yorum bulamadım. Herkes yerden yere vurmuş kitabı sanki söz birliği etmişçesine. şaşırdım.